13 Mayıs 2007 Pazar

BU ESER...





“BU ESER,
benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim…

Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi,
bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de,
piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da
sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım “müştemilât”dan başka bir şey değil…

Güzelim Türkçenin “katık” tâbiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda “nân-ı aziz” dediğimiz ekmektedir ve gerisi,
ona katılmaktan kinaye “katık”tan ibaret…

İçinde yüzde elliden fazla (hidro-karbone) cevher bulunduran ekmek, pastaların üstündeki her türlü krema ve (fantezi) oyunlarına
sırt çevirmiş, kuru ve yavan, fakat besleyici
ve kurtarıcı fikre ne güzel remz!..

İşte, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, topyekûn insanlık çapındaki dâvanın bu eserini tamamlarken, onu, gıdasını Büyük Doğu ekmeğine borçlu bildiğim Anadolu gençliğine ithaf ederim.

N.F.K. / 1968

Hiç yorum yok: